- Elimizdeki tek fotoğrafı bu komiserim.

- Fevzi, bu sıcakta ne güzel olurdu deniz sefası. Neresi bura?

- Florya, Küçük Plaj.

- Öyle mii? Bizim kız da burnunu pencereden dışarı çıkarmaz, ama mutlaka her Cuma oraya gidecek…kumsalı güzelmiş… Hadise nasıl cereyan etmiş?

- Komiserim bu puşt…

- Fevzi!

- Affedin. Bu herif yedi kızı birden kirletmiş, zengin olanlardan yüklü para koparıp sırra kadem basmış.

- O hususları evraklardan okudum. Şahsiyetsizmiş.

- Çenebazmış. Üç dakika konuşsun, kral kızı olsa efsunlanırmış.

- Yahu aylarca yedi kızı birden, aynı mekanda nasıl idare etmiş?  

- Organize işler komiserim. Garsonundan, aşçısına hepsini ayarlamış. Kızların isimlerini hiçbiri bilmiyor, “yengeniz” diye tanıtmış. Haftanın aynı gününe, aynı kız… O günün çalışmadığı tek gün olduğu yalanını da yutturmuş.

- Vay puşt!

- Garsonlar aralarında kızlara gün ismi takmış. Vallahi şeytanın aklına gelmez, dümeni ortaya çıkmasın diye, kıskanç adam pozları kesiyormuş. Kızlar korkularından kimseyle konuşmaz, onsuz bir yere adım atmazlarmış. Allah günah yazmasın, Pazar ve Pazartesi pek çirkin, ama babaları kalantor, onları iyi söğüşlemiş.

- Baksana tekneye nasıl yayılmış, sefa pe… şerefsiz.  Demek ondan böyle zayıf…

- Alemsiniz komiserim... Asıl bombayı duymadınız, şimdi ifadede söylediler kızların altısı hamileymiş.  

- Nasıl olur Fevzi! asıl şerefsiz bu kızların babaları, ulan cibilliyetsizler hiç mi merak etmezsiniz çocuklarınızı, nereye giderler, kimlerle görüşürler…?  

Yedisini de al içeri.

- Altısı burada komiserim.

- Yedinci?

- Maalesef Cuma’nın kim olduğunu henüz tespit edemedik.