30 Nisan 2022
Kiralık Kayık
Münevver Antczak
Sırt üstü yatıyordu denizde. Gözlerini dikmişti üstünden geçen bulutlara…
Senin kısmetin kapalı Şefika’cığım. Gidelim Aya Yorgi’ye, yakalım bir mum. Barınaktaki balıkçılardan bir kayık kiralarız. Suha çeker kürekleri. Bakma yaşına, incecik kollarına. Hem Büyükada dediğin şurası. Heybeliada’dan hapşırsan oradan çok yaşa derler.
Hafif hafif sallanıyordu bedeni dalgalarla…
O sabah dördü birden denize doğru yürüdü. İçlerinden bir tek Nermin yüzme bilmiyordu. Kayığa binerlerken eteklerinin uçlarını kaldırdılar. Sallanan kayıkta dengelerini kaybettikçe gülüştüler.
Ayrılmadan kıyıdan dedi Suha, fotoğraf makinesini uzattı balıkçıya hadi fotoğrafımızı çek.
Bir martı uçtu üzerinden. Süt beyaz kanatların gölgesi düştü yüzüne…
Annesi bir çırpıda kayığın yüksek kenarına çıktı. Şefika’yla, Nermin düşmesin diye sıkı sıkı beline sarıldılar. “Gülümseyin çekiyorum” dedi sigaradan kalınlaşmış sesiyle balıkçı.
Kürekler suya girip çıkmaya başlayınca eğilip Şefika’nın kulağına fısıldadı.
Mum almayı unutmadın değil mi?
Evet, bak hem de hepimiz için aldım. Çıkarttı lacivert beyaz çizgili ceketinin kocaman cebinden gösterdi.
Uzun süre suda kalmaktan buruşmuştu teni…
Denizin ortasına geldiklerinde, düdüğünü çalarak yakınlarından geçen vapurun dalgalarıyla sallandılar. Tam o sırada ayağa kalkmış olan Nermin dengesini kaybetti. Birden bire başı kara mavi suyun içinde kayboldu.
Nefes nefese çıktığında suyun üstüne, can havliyle sarıldı Suha’nın önüne attığı can simidine. Annesinin çığlıkları kesilmişti ama titremesi kayığa çıktıktan uzun süre sonra bile geçmemişti.
Sırt üstü denizde yatıyordu. Her şeye rağmen ne güzel bir gündü diye gülümsedi. Çocukluğunun en unutamadığı anılarından biriydi. O yaz kendisi yüzme öğrenmiş, halası da evlenmişti…
Tanıdık Yabancılar
Acaba
Bulunmuş fotoğraflar, kendi dünyalarını yaratır.
Kimsesiz bir fotoğrafı elinize aldığınız anda hayal başlar, merak katlanır.
Acaba
Burası neresi?
Mutlular mıydı?
Bu fotoğraf çekildikten sonra onlara ne oldu?
Acaba
Bu fotoğraflar uzun yıllara yayılan bir tutkuyla, dünyanın dört bir yanından toplandılar.
Tek ortak yönleri sahipsiz olmaları.
Bu çok ‘normal’ fotoğraflarda, kim olduklarını bilmediğimiz insanların yedikleri, içtikleri, gezdikleri, arkadaşları, düğünleri, kısacası anıları ve hiçbir zaman bilemeyeceğimiz hikayeleri var.
Şimdi bu kayıp fotoğraflara hayat, sözcüklere suret verme zamanı.
Fotoğrafların “acaba”larına hayali bir cevap, bir hikaye arıyoruz.
Geçmiş hayatlara sahipsiz fotoğraflara yeni hikayeler.
Acaba projesinde bu fotoğraflardan ilham alacağını bildiğimiz yazarları kısa hikayeleriyle Tanıdık Yabancılar’a ses olmaya davet ettik. Fotoğrafların yarattığı “acaba” sorularına onlar cevap versin istedik.
Tanıdık Yabancılar’ı bu kez yazarların gözünden görecek, dilinden okuyacaksınız.
Talin Azar & Aylin Sayek Beyazıt