21 Nisan 2022
Lord Lancelot'un Kamyonu
Macit Selekler
Lancelot:
Çekici niye burada?
David:
Bildiğiniz gibi Sir Lancelot, kamyon sık sık arızalanıyor.
Lancelot:
Bu sefer neyi var?
David:
Ön tekerlekler yere değmiyor…
Lancelot:
Ya arka tekerlekler?
Joseph:
Eğer onlar da yere değmese çekiciye gerek kalmazdı Lordum…
Lancelot:
Ne demek, anlamadım?
Joseph:
Efendim, o zaman bu kamyon değil, uzay mekiği olurdu; atlayıp giderdik istediğimiz yere...
Lancelot:
Peki, şimdi nereye yolluyorsunuz kamyonu?
David:
Bir yere yollamıyoruz, tamirciden yeni getirdik.
Lancelot:
Ne dedi tamirci?
Joseph:
Bu kamyon artık işe yaramaz, 100 mil ileride bir sirk var, belki onların ilgisini çekebilir dedi.
Lancelot:
Kesin saçmalamayı!
David:
Sir, kamyon hakkında başka bir yorum daha var: Tamirciden dönerken yolda Kowalski’yle karşılaştık.
Lancelot:
O da mı tamirci?
Joseph:
Hayır efendim, bizim Hahambaşı.
Lancelot:
Eee?
David:
Ön tekerlekleri havada görünce, bu şeytan işi, bu kamyon lanetlenmiş dedi Lordum…
Lancelot:
Tamam yeter! Yerine çekin kamyonumu, orada huzur bulsun.
David:
Peki efendim.
Joseph:
Çay içer misiniz Sir?
Lancelot:
Çay iyice soğudu mu?
Joseph:
Soğudu Sir...
Lancelot:
İçine buz da koyun.
Alvarez:
Tabii Lordum, süt?
Lancelot yerinden sıçrar.
Lancelot:
Ay, o da kim?
…Alvarez!
Nereden çıktın sen?
Alvarez:
Hep buradaydım; tam arkanızda duruyordum Lordum.
Lancelot:
Arkamda falan durma! Hepiniz önüme geçin ve kamyonun oraya dizilin; sizi göreyim.
Üçü de yan yana kamyona yaslanırlar, birkaç dakika öyle dururlar.
David:
Efendim, niye bunu yapıyoruz?
Lancelot:
Hiç, içimden geldi. Şimdi gidip bana buzlu çay getirin.
Süt falan da koymayın, buzlu çayı sütle içmiyorum.
Tanıdık Yabancılar
Acaba
Bulunmuş fotoğraflar, kendi dünyalarını yaratır.
Kimsesiz bir fotoğrafı elinize aldığınız anda hayal başlar, merak katlanır.
Acaba
Burası neresi?
Mutlular mıydı?
Bu fotoğraf çekildikten sonra onlara ne oldu?
Acaba
Bu fotoğraflar uzun yıllara yayılan bir tutkuyla, dünyanın dört bir yanından toplandılar.
Tek ortak yönleri sahipsiz olmaları.
Bu çok ‘normal’ fotoğraflarda, kim olduklarını bilmediğimiz insanların yedikleri, içtikleri, gezdikleri, arkadaşları, düğünleri, kısacası anıları ve hiçbir zaman bilemeyeceğimiz hikayeleri var.
Şimdi bu kayıp fotoğraflara hayat, sözcüklere suret verme zamanı.
Fotoğrafların “acaba”larına hayali bir cevap, bir hikaye arıyoruz.
Geçmiş hayatlara sahipsiz fotoğraflara yeni hikayeler.
Acaba projesinde bu fotoğraflardan ilham alacağını bildiğimiz yazarları kısa hikayeleriyle Tanıdık Yabancılar’a ses olmaya davet ettik. Fotoğrafların yarattığı “acaba” sorularına onlar cevap versin istedik.
Tanıdık Yabancılar’ı bu kez yazarların gözünden görecek, dilinden okuyacaksınız.
Talin Azar & Aylin Sayek Beyazıt