18 Nisan 2022
Kurtbağrı
Demet İleri
Yaz ortasında açtı; küçük, kokusuz ve krem renkli çiçekleriyle alaca yapraklı kurtbağrı. Eniştem fideyi Karadeniz Ereğlisi’nden getirdiğinde, yengem, “Ne akla hizmet getirdin bunu! Bıraksaydın keşke kendi diyarında, tutmaz bu!” demişti.
“Vedalaşmaya gelmenden çok müsterih oldum Sabri...”
Merhameti hiç noksan olmadı Sabri’nin. Ona ilan-ı aşk ettiğimde; “Kendine güzel bir hayat kur, ama uzağa gitme hep yanımızda ol.” diyecek kadar... Saadet ile bir münasebetleri olduğunu, o tutması beklenmeyen kurtbağrının altında beş çayı içerken, yengem “On beş güne istemeye geliyorlar bizim kızı, hiç umudumuz kalmamıştı artık bu yaşta dünyaevine gireceğine!” dediğinde, burnumun ucunda kök salanı bile göremediğimde anladım.
Arsuz’dan hareket edecek gemiye, Sabri son iki bileti almayı becermişti. Denizinde gelgiti olmayan yerde, arkamızda bıraktık Sabri’yi. Saatler sonra Girne limanı göründüğünde, Saadet ile bu anı ebedileştirmek için etrafımızda pervane olan kamarottan bir fotoğrafımızı çekmesini rica etmiştik, bir daha da birlikte başka hiçbir fotoğrafımız olmadı. Herkes tekaütlüğümü istememi beklerken, Koopbank’ın baş muhasipliğini kabul edip Kıbrıs’a yerleşmeye karar verdiğimde, “Seni ben yerleştireceğim yeni yuvana, artık bu kadarını da yapmama karışma lütfen.” diye tüm katiyetiyle çıkışmıştı. Oysa ki günlerce uğraşmıştı bu işi kabul etmeyeyim de yazın bahçede yapılacak merasimde yanında olayım diye. Bense, krem renkli çiçeklerin gelinliğine çok yakıştığını anca nikah fotoğraflarını görünce söyleyebilecektim...
Tanıdık Yabancılar
Acaba
Bulunmuş fotoğraflar, kendi dünyalarını yaratır.
Kimsesiz bir fotoğrafı elinize aldığınız anda hayal başlar, merak katlanır.
Acaba
Burası neresi?
Mutlular mıydı?
Bu fotoğraf çekildikten sonra onlara ne oldu?
Acaba
Bu fotoğraflar uzun yıllara yayılan bir tutkuyla, dünyanın dört bir yanından toplandılar.
Tek ortak yönleri sahipsiz olmaları.
Bu çok ‘normal’ fotoğraflarda, kim olduklarını bilmediğimiz insanların yedikleri, içtikleri, gezdikleri, arkadaşları, düğünleri, kısacası anıları ve hiçbir zaman bilemeyeceğimiz hikayeleri var.
Şimdi bu kayıp fotoğraflara hayat, sözcüklere suret verme zamanı.
Fotoğrafların “acaba”larına hayali bir cevap, bir hikaye arıyoruz.
Geçmiş hayatlara sahipsiz fotoğraflara yeni hikayeler.
Acaba projesinde bu fotoğraflardan ilham alacağını bildiğimiz yazarları kısa hikayeleriyle Tanıdık Yabancılar’a ses olmaya davet ettik. Fotoğrafların yarattığı “acaba” sorularına onlar cevap versin istedik.
Tanıdık Yabancılar’ı bu kez yazarların gözünden görecek, dilinden okuyacaksınız.
Talin Azar & Aylin Sayek Beyazıt