top of page

30 Mayıs 2022

Bakışsız

Berna Terziahmetoğlu

TanidikYabancilarAcaba 35.jpeg

Üzerimde pazen kumaştan eski bir gömlekle oturdum pencerenin önüne. Huzurevindeki odam sanatoryum manzaralı. Orada kan tüküren gençler burada içine içine konuşan yaşlılar. Kenara ilişmekten hep bu helaklar.

Burada, yaşıtlarımla sohbet etsem de başka şeyler arıyor insan. Belki köklerinden bir iz. Bayramlarda yapılan mezar ziyaretleri de yetersiz. Taşa yazılan isimler “Zaman doldu.” diye fısıldıyorlar. Yasın huzurlusu taşla değil bazen bir fotoğrafla tutuluyor. Karşında biri varmış gibi ona konuşuluyor. İşte bunun için istedim çocukluk arkadaşım Katya’dan, emanet bıraktığım aile albümlerini. Fotoğraflardan birinin arkasında bir not:

“Makinenin gözüne bakmayan fotoğraftaki tek kadın sensin Süreyya.”

Katya

(08.09.1955)

Bakışsızlığımı yakalamış fotoğrafı çekerken. “Hiç gelmeyeyim aile arasına.” deyip gelmek istemese de “Aile kasvetini azaltmaya geliyorsun.” demiştim.

Sağ uçta gevşek ve umarsızca gülen sensin anne. Katya’yı sevmezdin çünkü Rum’du. Hemen yanına ilişmiş babam da Rum’du. Onu da sevmemiştin zaten. İyi tüccar derdin. Bakışsız, ilişik tüccar. Sen çoğunluk, babam azınlıktı. Babamı kavramayınca kenarda kaldı. Babam ilişemedikçe zaman tarafından yutuldum. Üç gün önceki bozgundan adadaki eve kaçırabildiğimiz kumaş toplarını arkadaki derme çatma depoya yerleştirmiş bir şeyler içiyorduk. Eve eski eşya sokuşturmayı sevmezdin ama yağmalanıp örselenmiş olsalar da top top kumaş tomar tomar paraydı sana çünkü kumaşın paradandı. Bakışsız amcamla oğlunun gülüşü ayak uydurmak içindi. Aralarında oturduğum bakışlı teyze kızlarım da gülüyorlardı çünkü senin gibi çoğunluktandılar.

Bak, ne gülmüşüm ne bakmışım. Babamı azımsayışınla zamanın kenarında donmuşum. Bu yüzden çoğalamadım. Issızlığıma şahitlik içinmiş sakladığın pazenler. Lanetli günün lanetli payı bana düşmüş. Suskunluğunla içime tükürdüklerini, yalnızlığımla öğütmeye çabalıyorum.

TY background.jpg

Tanıdık Yabancılar

Acaba

 

Bulunmuş fotoğraflar, kendi dünyalarını yaratır. 

Kimsesiz bir fotoğrafı elinize aldığınız anda hayal başlar, merak katlanır.

 

Acaba

Burası neresi?

Mutlular mıydı?

Bu fotoğraf çekildikten sonra onlara ne oldu?

Acaba

Bu fotoğraflar uzun yıllara yayılan bir tutkuyla, dünyanın dört bir yanından toplandılar.

Tek ortak yönleri sahipsiz olmaları.

Bu çok ‘normal’ fotoğraflarda, kim olduklarını bilmediğimiz insanların yedikleri, içtikleri, gezdikleri, arkadaşları, düğünleri, kısacası anıları ve hiçbir zaman bilemeyeceğimiz hikayeleri var.

 

Şimdi bu kayıp fotoğraflara hayat, sözcüklere suret verme zamanı.

Fotoğrafların “acaba”larına hayali bir cevap, bir hikaye arıyoruz. 

Geçmiş hayatlara sahipsiz fotoğraflara yeni hikayeler.

 

Acaba projesinde bu fotoğraflardan ilham alacağını bildiğimiz yazarları kısa hikayeleriyle Tanıdık Yabancılar’a ses olmaya davet ettik. Fotoğrafların yarattığı “acaba” sorularına onlar cevap versin istedik.

 

Tanıdık Yabancılar’ı bu kez yazarların gözünden görecek, dilinden okuyacaksınız.

 

Talin Azar & Aylin Sayek Beyazıt

bottom of page